İlk albümleri “Ars Moriendi” ile duruşlarını belli edip, 2. albümleri “İfade Derdi” ile dikkatleri üzerine çeken ve son albümleri “Doğum Lekesi” ile çoğu kişinin beğenisini kazanan Karabük'ten Gına grubu ile yaptığımız röportaj şimdi hiphoplife.net kalitesi ile sizlerle...
Haftalar önce 3. albümünüz “Doğum Lekesi” ile sessizliğinizi bozdunuz. 3. albümünüz olmasına karşın birçok insan sizi henüz tam anlamıyla tanımıyor. Gına’nın kuruluşundan ve kısaca kendinizden bahseder misiniz?
Kayra: Ben Onur. 1985 yılında Karabük’te doğdum.2003 yılında Hacettepe Üniversitesi, İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümünü kazanıp Ankara’ya yerleştim. Geçtiğimiz ay içerisinde mezun olup Karabük’e döndüm. Şimdi göreve başlamak için KPSS sonuçlarını bekliyorum.
Bitap: Adım Doğanay. Ben de 1985 yılında Karabük’te doğdum. 2004 yılında okul sebebiyle İstanbul’a geldim. Şu an hala Marmara Üniversitesinde Aktüerya bölümünde öğrenciyim. Gına’nın kuruluşuna gelirsek, Onurla çocukluktan beri arkadaşız aslında ama rap konusunda bir araya gelmemiz lise yıllarına dayanmakta. O zamanlar yaptığım beatleri Onur’a dinlettim. O ufaktan ufaktan onlara söz yapmaya başladı. Böyle yavaştan bir şeyler ortaya çıkmaya başladı ve Gına adı altında o zamandan çalışmaya karar verdik.
İlk albümünüz “Ars Moriendi”den son albümünüz “Doğum Lekesi”ne kadar neler değişti?
Öncelikle “Ars Moriendi”yi kaydederken kullandığımız teknik donanım hiç yeterli değildi ve albüm sadece Karabük’teki rap namına bir şeylerin başlamasına yönelik bir çalışmaydı. Karabük’te belli bir ortam oluştuktan sonra biz de artık daha aklı başında, daha bilinçli ve teknik açıdan biraz daha genişlemiş şekilde üretmeye başladık. Aslında aradan çokta zaman geçmemiş olmasına rağmen dinleyiciden aldığımız tepkilere göre kendimizi geliştirmek için çaba gösterdik ve “İfade Derdi” ile “Doğum Lekesi” albümleri için gerekli zemin oluştu.
“Doğum Lekesi”ne gelen tepkiler nasıl? Albüme gösterilen ilgi beklediğiniz düzeyde mi?
Gerek forumda okuduklarımız olsun, gerek myspace vasıtasıyla gelen mesajlar olsun bizi oldukça tatmin etti. İkimiz ayrı şehirlerde olduğumuz için albümün kayıt süreci çok kısıtlı bir zaman zarfında gerçekleşti. Bizim bu yüzden çekindiğimiz noktalar vardı, kafamızda soru işaretleriyle albümü yayınladık. Buna rağmen gelen tepkiler oldukça olumluydu ve bu da bizi oldukça memnun etti.
Albümleriniz gerek sert, gerek duygusal ve gerekse politik sözler barındırmakta. Ancak sizden şu ana kadar bariz bir diss görmedik. Gına dissi sevmeyen bir grup mu?
Bizim rap ortamından tanıdığımız pek fazla kimse olmadığı için bugüne kadar birileriyle herhangi bir sorunumuz olmadı. Bugüne kadar olmamış olması, bundan sonra olmayacağı anlamına gelmez. Çünkü ortada hiçbir sebep yokken rastgele birisi çıkıp tanımadığı bir insana rahatça diss atabiliyor. Eğer biz de böyle bir duruma maruz kalırsak o an için gereken ve doğru bulduğumuz neyse onu yaparız. Yani Gına durduk yerde kimseye diss atacak bir grup değil.
Türkiye’de sadece beatle uğraşan ender isimlerden birisi Bitap. Beat anlamında ülkemiz sence yeterli durumda mı? Sence Türkiye’de beatmakerların durumu nedir? Senin beğendiğin yerli beatmakerlar kimler?
Oldukça iyi beatmakerlarımız var. Kimi zaman dünya piyasasına kafa tutacak işler çıkıyor ama teknik anlamda yeterli olduğumuzu düşünmüyorum. Bu işi yeni yapmaya başlayan arkadaşlarımızın birçoğu gerekli bilgileri edinmekte zorluk çekiyorlar. Beğendiğim yerli beatmakerlar Karaçalı, Saian ve Da Poet.
2. albümünüz “İfade Derdi”nde “Çiçek Abbas” filmindeki atışma sahnesini kullanmıştınız. Bu albümde de “Sahibim Yok” isimli parçada bolca Türk Filmlerinden skitler kullanmışsınız. Bu da dinleyiciler tarafından oldukça beğenildi. Bu konudaki görüşünüz ne? İleriki albümlerde de bu gelenek devam edecek mi?
Zaten skitler’de kullandığımız replikler birçoğumuzu hala güldürmeyi başaran filmlere ait. Bu filmler de birçoğumuzun hayatında önemli bir yer kapladığı için parçalarda yer verince dinleyicinin hoşuna gitti. Türk filmleri de grubu etkilediği için bu skitlerin bizi daha iyi yansıtacağını düşünerek bunları kullandık ama beğenildi diye, her albümde bu tarz skitler bulunmak zorunda değil. Yeri geldikçe ve parçanın genel konseptine uyduğunu düşündüğümüz zaman yine bu tarz skitler yer alabilir.
Son albümüyle birlikte Gına artık şüphesiz Underground’da önemli bir yer edindi. İleride bir bandrollü albüm görebilir miyiz Gına’dan?
Bandrollü albüm için oldukça erken olduğunu düşünüyoruz. Her şeyden önce böyle bir şey için ikimizin aynı şehirde bulunmaya başlaması lazım. Tabi gerekli koşullar sağlanır ve biz de kendimizi yeteri kadar geliştirebilirsek neden olmasın. Bize gelene kadar daha çok isim var ve inşallah onların albümlerini raflarda görürüz.
Karabük’te yaşamanızın Rap açısından getirdiği zorluklar neler? Karabük halkının Rap müziğe karşı tepkisi nasıl?
Rap dinlemeye başladığımız yıllarda çok zor oluyordu. Albümler geç gelirdi veya hiç gelmezdi. İlerleyen yıllarda bu sorun aşıldı fakat bu sefer de bir şeyler üretmeye başladığımız zaman envai çeşit zorluk baş gösterdi. Sanırım bu işi İstanbul dışında üreten birçok kişinin yaşadığı sorunlardı bunlar ama insanın şevkini ciddi anlamda kırıyordu. Her şeyden önce rap dinleyen tanıdıklarınız çok az oluyor ve kayıtlarınız hakkında yorum alamamak, ileride kaydedecekleriniz için zorluk teşkil ediyor. Fakat gerçekten bir şeyler başarmak istiyorsanız bunlar bir yerden sonra hava cıva ikilisi haline gelip çıkıyor. Biraz sabır ve hırsla işler yoluna girebiliyor. Karabük halkının rap müziğe olan tepkisine gelirsek, şu an Karabük'te her şey çok iyi. Belli bir rap kitlesi var ve saygı kavramına sadece lafta inanmıyorlar; bunu uyguluyorlar da. Karabük halkının rap’e karşı böyle öyle abes bir ön yargısı yok. Kimseden duymadık giyinişi sebebiyle dayak yediğini falan ama tabii ki her yerde olan laf atma tarzı olaylar burada da var.
Dünyadan Rap’i çok yakından takip ettiğinizi biliyoruz. Sizce bizim piyasamızla yurt dışındaki Rap piyasası arasındaki farklar neler?
Öncelikle en önemli fark dinleyicide gözüküyor. Yurtdışında dinleyiciler değer verme kavramını her anlamıyla gösterebiliyorlar. Beğendikleri, kendilerini anlattığını düşündükleri isimlerin çabalarını bir şekilde karşılıksız bırakmıyorlar. Şehirlerine geldiklerinde konserlerine gidiyorlar, albümleri çıktığında albümlerini alıyorlar. Yani sadece lafta kalan bir dinleyicilik olmuyor. Birçoğu donanımlı ve iyi bir dinleyici olmanın gerektirdiği nitelikleri taşıyorlar.
Gına’nın gelişiminde etkili olan kişi ve işler neler mesela? Yazar, müzisyen veya belli kitaplar, filmler var mı?
Birçok olaydan ve kişiden etkilenmişizdir ama böyle bir soru sorulduğu zaman ilk aklımıza gelenler Hakan Günday özellikle Kinyas ve Kayra romanı, Zeki Demirkubuz, Umut Sarıkaya, Jedi Mind Tricks özellikle Visions Of Gandhi, Leonard Cohen, eski Türk filmleri, Charles Bukowski, David Fincher, Sage Francis.
Albümlerinizde Zemin Kat etiketi dikkat çekiyor. Zemin Kat nedir?
Karabük’te konserler, partiler hep bir okulun zemin katında olurdu. Zamanla orası zemin kat diye anılmaya başladı. Rap ile ilgilenen arkadaşlar için orası bir buluşma mekanı haline geldi. Bir arkadaşımız da albümlerdeki zemin kat logosunu yaptı. Biz de bunun üzerine orasıyla olan duygusal bağımızdan dolayı logoyu albümlere koymaya başladık. Yani Zemin Kat hiçbir zaman bir tayfa, grup olmadı.
Son olarak söylemek istediğiniz bir şey ve Hiphoplife üyelerine bir mesajınız var mı?
Bugüne kadar ön yargıyla yaklaşmayıp bizi dinleyen herkese teşekkürler. Hiphoplife.net üyeleri bu sitenin kıymetini bilsinler ve kendilerini geliştirmek, donanımlarını arttırmak ve gerek dünyadan rapi gerekse Türkiye’deki piyasayı takip etmek için Hiphoplife.net'e mutlaka sahip çıksınlar.